Bir an durun ve düşünün: Ya her nesne, her bitki, her canlı, gözle göremediğimiz bir enerjiyle birbirine bağlıysa?

Günümüz dünyasında teknoloji, yaşamımızın her köşesine sızıyor. “Nesnelerin interneti” bu devrimin öncüsü; buzdolapları, saatler, arabalar birbiriyle konuşuyor, veri akışları dünyayı dijital bir ağla örüyor.

Ama ya bu ağın ötesinde başka bir gerçeklik varsa?

Teknolojinin algılayamadığı, sadece kalbin duyabileceği bir bağ hayal edin: bir zeytin ağacının fısıldadığı bereket, eski bir eşyanın sakladığı hatıra, bir insanın içindeki huzur arayışı. Bu bağlar, evrenin sessiz bir şarkısı gibi, her şeyi bir araya getiriyor.

Peki, bu şarkıyı duymaya hazır mısınız?


Nesnelerin Sessiz Hikâyeleri

Bir bahçeye adım attığınızı hayal edin. Etrafınızda, farklı diyarlardan gelmiş nesneler: Ege’nin yüzyıllık zeytin ağaçları, dallarında rüzgârın şarkısını taşıyor; paslı bir traktör, bir zamanlar tarlalarda alın teriyle çalışmış; eski tahtalar, bir evin yıkıntılarından kurtarılmış, her çiziğinde bir ailenin öyküsü saklı.

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki İlyas Fakı köyünde, bir ekoturizm çiftliği bu nesneleri bir araya getiriyor. Her biri başka bir topraktan, başka bir zamandan gelmiş, ama burada, bu mekânda birleşiyorlar. Sanki birbiriyle fısıldaşıyorlar; zeytin ağacı traktöre bereketten bahsediyor, tahtalar çiçeklere eski günleri anlatıyor.

Ziyaretçiler, bu nesnelerin enerjisini hissediyor: bir ağacın gölgesinde otururken huzur buluyor, eski bir eşyaya dokunurken geçmişin sıcaklığını duyumsuyor. Bu çiftlik, nesnelerin sadece fiziksel olmadığını, her birinin bir ruh, bir hikâye taşıdığını gösteriyor.


Bitkilerin Gizli Dili

Bu görünmez bağlar, nesnelerle sınırlı değil; doğanın kalbi olan bitkiler de kendi dillerinde konuşuyor. 1960’larda Cleve Backster, bir yalan makinesiyle bitkilerin tepkilerini ölçtü ve şaşırtıcı bir keşif yaptı: Bir bitkiye zarar vermeyi düşündüğünde, cihaz bitkinin stres sinyallerini kaydediyordu. Sanki bitki, insanın niyetini hissediyordu.

Ormanlar, bu iletişimi daha da büyüleyici bir boyuta taşıyor. Bir yangın yaklaşırken, ağaçlar kökleri ve mantar ağları aracılığıyla fısıldaşır; “Tehlike geliyor!” dercesine uyarılar gönderir. Bu, tıpkı bir köyde kulaktan kulağa yayılan bir haber gibi, doğanın dayanışmasıdır.

Avatar filmindeki kutsal ağacın tüm canlılarla bağ kurduğu sahne, bu gerçeği adeta bir şiir gibi yansıtır. Bitkiler, sadece yaşamaz; hisseder, konuşur ve birbiriyle paylaşır.


Hayvanat / Nebatat

Bitkilerden hayvanlar âlemine geçtiğimizde, bu gizemli bağlar daha da renkleniyor. Okyanusun derinliklerinde bir balina, kilometrelerce uzaktaki dostuna şarkılar söylüyor; ses dalgaları, suyun içinde bir sevgi mektubu gibi yankılanıyor. Arılar, kovanlarına döndüklerinde polen kaynaklarını dansla anlatıyor; her bir hareket, bir harita gibi kesin ve anlamlı. Kurtlar, ulumalarıyla sürülerini bir araya topluyor; bu, sadece bir çağrı değil, bir topluluğun birliği.

Her canlı, evrende var olmak için kendi eşsiz dilini geliştirmiş. Bu iletişim, hayatta kalmaktan öte; birbiriyle bağ kurmanın, topluluğun sevincini paylaşmanın bir yolu. Doğanın bu senfonisi, hepimizin aynı büyük hikâyenin parçası olduğunu fısıldıyor.


İlyas Fakı » Bir Enerji Bahçesi

İlyas Fakı’daki ekoturizm çiftliği, bu görünmez bağların canlı bir tablosu. Ege’nin farklı köşelerinden kurtarılmış zeytin ağaçları, dallarında güneşin sıcaklığını, köklerinde toprağın bereketini taşıyor. Paslı bir traktör, bir zamanlar tarlalarda çalışan bir çiftçinin emeğini fısıldıyor. İleri dönüşümle yeniden hayat bulan tahtalar, eski bir evin anılarını saklıyor.

Bu nesneler, farklı geçmişlerden gelip burada birleşiyor; sanki bir koroda, her biri kendi notasını çalıyor ama birlikte bir melodi yaratıyor. Ziyaretçiler, bu mekânda dolaşırken bir şey hissediyor: bir ağacın gölgesinde otururken içlerini kaplayan huzur, eski bir eşyaya dokunurken parmak uçlarında titreşen bir hatıra. Bu çiftlik, sürdürülebilir bir yaşamın sadece çevreyle değil, evrenin enerjisiyle de uyum içinde olduğunu kanıtlıyor. Bir ziyaretçi, burada sadece doğayı değil, kendi içindeki sessizliği de keşfediyor.


Enerji ve İnsan » Görünmezi Hissetmek

İnsanlar da bu büyük enerji ağının bir parçası. Reiki, meditasyon ve yoga gibi uygulamalar, bedenimizdeki görünmez akışları dengelemeyi öğretiyor. Bir reiki seansında, eller bedenin üzerinde gezinirken enerji kanalları uyanıyor; bir meditasyonda, nefesle birlikte ruh sakinleşiyor. Bu pratikler, içimizdeki ve dışımızdaki enerjinin bir olduğunu hatırlatıyor.

Bilim, henüz bu enerji boyutlarını tam anlamıyla açıklayamasa da, insanlar binlerce yıldır bu bağı hissediyor. Örneğin, bir ormanda yürürken içimizi kaplayan huzur ya da eski bir eşyaya dokunurken hissettiğimiz nostalji, bu enerjinin izleri. Belki de gelecekte, bu görünmez bağları daha iyi anlayarak sağlığımızı, ruh halimizi ve hatta dünyayla ilişkimizi dönüştüreceğiz.


Evrenin Birliği » Enerjinin Dansı

İbn Arabî’nin “Evren birdir” sözü, her şeyin tek bir kaynaktan geldiğini fısıldar. Zeytin ağacı, traktör, balina, arı, insan; hepsi aynı enerjinin farklı yansımaları. Bu enerji, bölünmez, yok olmaz, sadece dönüşür.

Teknolojinin göremediğini ruhumuz hisseder: bir ağacın gölgesindeki serinlik, bir eşyanın dokusundaki hatıra, bir canlının gözlerindeki yaşam. Geleceğin bilimi, bu gizemli bağların sırrını çözebilir, ama şimdilik bize düşen, bu bağı fark etmek. Bir ağaca dokunun, onun köklerindeki toprağı hissedin. Eski bir eşyanın hikâyesini dinleyin. Bir kuşun şarkısında evreni duyun. Çünkü hepimiz, bu büyük dansın bir parçasıyız. Bu şarkıyı duymak için, sadece kalbinizi açmanız yeterli.


Tersine Sorular¿

  • Evrendeki bu görünmez bağlar, sadece nesneler, bitkiler ve hayvanlarla mı sınırlı, yoksa kendi içimizdeki hikâyelerle de mi yankılanıyor¿
  • Bir ağaca dokunduğunuzda onun fısıldadığı öyküyü duyabiliyor musunuz, yoksa sadece rüzgârın sesini mi işitiyorsunuz¿
  • Eski bir eşyanın yüzeyinde parmaklarınızı gezdirirken, hangi hatıralar size dokunuyor¿
  • Doğanın sessiz senfonisine kulak verseniz, hangi notalar sizi en çok etkilerdi¿
  • İlyas Fakı’daki zeytin ağaçlarının gölgesinde otururken, hangi enerji sizi sarmaladı¿
  • Ve en önemlisi, bu büyük enerji dansının bir parçası olduğunuzu fark ettiğinizde, dünyaya nasıl bakardınız¿

Ez Cümle

Her şey bir araya gelmiş gibiydi ama hiçbir şey eskisi gibi değildi. Zeytin ağacının gövdesinde yankılanan zaman, eski bir traktörün demirinde paslanmamış bir hatıra, arının dansında yönünü bulan bir harita vardı. Teknoloji, bağlantılar kurmakla övünürken, doğa çoktan her şeyi birbirine fısıldamıştı.

Parmak ucunda titreşen bir kilim ipliği, gözle görünmeyen bir ağı dokuyordu; anlam, sesin değil, sessizliğin içinde biriken enerjideydi. İnsan, ancak kendini susturduğunda bu sessizliğe karışabiliyordu. Geriye tek bir şey kalıyordu: Dinlemeyi öğrenmek. Toprağın ne söylediğini, taşın neyi sakladığını, ağacın neden eğildiğini anlayabilmek.

Hakikat, bağırmaz.

Bekler.

Vesselam.

By Dr. Ahmet Yalkın

Dr. Ahmet YALKIN, 1979 yılında Yozgat-Boğazlıyan’da doğdu. İlk öğrenimini Yozgat’ta, orta öğrenimini ise Kayseri’de tamamladı. Lisans eğitimini Erciyes Üniversitesi Kimya Bölümü’nde, yüksek lisansını ise aynı alanda Bozok Üniversitesi’nde gerçekleştirdi. 2024 yılında Mersin Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı. Kariyerine 2002 yılında Yozgat Merkez Atatürk Lisesi’nde öğretmen olarak başlayan Yalkın, çeşitli eğitim kurumlarında öğretmenlik ve idarecilik görevlerinde bulunmuştur. 2014 yılında atandığı Mezitli İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü görevinin ardından, 2020 yılından beri Tarsus Üniversitesi’nde meslek hayatına devam etmektedir. Ahmet Yalkın, Avrupa Birliği, kalkınma ajansları ve sosyal-kültürel projelerde koordinatörlük yaparak çeşitli proje ve araştırmalara katkıda bulunmuştur. Fen bilimleri, özel eğitim ve kimya alanlarında bilimsel çalışmalar yürütmüştür. Ayrıca, Fütüristler Derneği ve Mersin Valiliği Proje Koordinasyon Birimi bünyesinde kurulan Mersin Geliştirme ve Araştırma Derneği (MERGAD) Yönetim Kurulu Üyesidir. Bilim ve sanat alanındaki yazılarını kişisel internet sayfasında paylaşmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir